Edirne’nin en büyük sorunu önceden otopark idi.
Ama artık araç trafiği diyebiliriz.
Artık otoparkı geçtik.
Çünkü otopark olsa da ulaşılamayacağız.
Şimdi bazıları diyebilir Edirne’deki de Trafik yoğunluğu mu? Diye
Olsun desinler önceden hafta sonu 3 gün yoğun olurdu.
Artık öyle değil hafta içi günün her saati yoğunluk başladı.
Eğer bu konuya şimdiden el atılmazsa,
ileride kimse arabasıyla bu sokaklarda yol alamayacak.
Atatürk bulvarına 2 ya da 3 tane battı çıktı yapmak bu kadar zor olmamalı.
Tamam bazı yerler tarihi eserden dolayı kazılamıyor.
Ama DSİ kavşağı kazılabilir.
Burası en yoğun kavşak.
Migros kavşağı ona keza, Olin kavşağı için şimdiden önlem alınarak orası da yapılabilir.
Tabi bir de herkes kendi aracıyla bir yerlere gitmek istiyor.
Toplu taşıma tercih edilmeli, ama en sorunsuzundan.
Hatta raylı sistem kesin çözüm olur diye düşünüyorum.
Vatandaş trafik ışıklarında o kadar bekliyor ki,
Kentin dışından gelenler hem trafik yoğunluğundan
hem de otopark sorunundan illallah ediyor.
Biz bu şehirde yaşayanlar olarak bunu devamlı dillendiriyoruz.
Fakat bugüne kadar atılmış somut bir adım yok.
Bu kentin yöneticileri, -hepsinden bahsediyorum.- Tüm STK’ların yöneticileri dahil,
bu kentin sorunlarına kulak tıkamayın.
Vatandaş sizlerden hizmet bekliyor.
Sorunlara kulak verin, herkes üzerine düşeni yapsın.
Çalışmayan da bir şeyler yapmak isteyene köstek olmasın.
Ne çektiysek bu yüzden çektik.
Edirne’nin önü açık, ama bu süreci iyi yönetin ve geleceğe dair, bu güzelim kentin önünü açın.
Tek başına kimse bir şeyler yapamaz.
Yapana ve yapmak isteyene destek verin.
Hepimiz bu şehirde ve bu ülkede yaşıyoruz.
Zaten yaşadığımız sıkıntılar ortada…
Kendi içimizde sorunlara çözüm bulmamız gerekir.
Ben umutluyum, birileri çıkacak ve hizmet için sorunlar için öncülük yapacaktır.
Ama yapanları eleştirirken yapıcı olarak eleştirelim. Çünkü hepimiz aynı gemideyiz.
Başka yerlerde yaşamıyoruz. Aynı mahalle, aynı semt, aynı ülke nasıl adlandırılırsa adlandırılsın.
Beraber her şeyi başarabiliriz. Ama birlikte….
Kalın sağlıcakla.